Milli Savunma Bakanı Hulusı Akar, Sakarya Zaferi'nin 100. Yılı töreninde, "Herkes bilmelidir ki coğrafya ne kadar kaderse Türkiye de bu coğrafyanın kaderidir. Biz bu coğrafyada varız ve inşallah var olmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin gerçekleştirdiği jeopolitik hamleler sonucu, etki ve ilgi alanımızın her geçen gün genişlediği bir gerçektir. Ülkemiz, küresel ve bölgesel gelişmeler karşısında proaktif davranarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan etkin bir güce ulaştı. Her geçen gün büyüyen ekonomisi , genç - dinamik nüfusu, etkin-caydırıcı ve saygın ordusuyla hak ve menfaatlerini korumakta Hakkımızı ve hukukumuzu gaspa yönelik birtakım stratejiler izleyenlerin bunu aklından çıkarmaması gerekir" dedi.
Yeni Dünya Düzeni'nin oluştuğu günümüz coğrafyasında, bu derin sözlerin neyi ifade ettiğine geniş bir pencereden bakmakta büyük yarar var. Sosyolojinin ve iktisadın öncülerinden kabul edilen İbn-i Haldun'un bu konuda 14 üncü yüzyılın derinliğinden meşhur "Zamanları Aşan Tespiti: Coğrafya Kaderdir" sözüdür. Bu söz ile kastedilen konular genel olarak politik coğrafyanın alanına girer. Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri açısından ele alındığında, hangi iklim kuşağında olduğunuz, yörenizde hangi doğal kaynaklara sahip olduğunuz veya olmadığınız, denize ve üzerinde taşımacılık yapılabilen akarsulara ne kadar yakın olduğunuz, ticari yollara yakınlığınız, yörenizde hangi hayvan çeşitlerinin bulunduğu, hangi başka kültürler ile etkileşimde olduğunuz, komşularınızın kimler olduğu, dağlar veya başka yer şekilleri ile ne kadar korunaklı bir yerde yaşadığınız gibi pek çok parametreyi kapsar. EVET, TÜRKİYE AVRASYA'NIN KADERİDİR… Jeopolitik, dünya siyasetine, devletlere ve örgütlere coğrafya temelinde bakar. Bu çerçevede geliştirilmiş kesişim kümesinin merkezinde yer alan bölge Avrasya'dır. Türkiye de bu coğrafyanın KALPGAHI'nda yer alan bir ülke olarak söz konusu teoriler temelindeki bakış ve hesapların içinde yer alır. Bugün yaşanan olaylara baktığımızda, Ortadoğu-Doğu Akdeniz'de Karadeniz'de hayatı gelişmeler yaşanıyor. BAŞKAN ERDOĞAN'ın çok ama çok önemli stratejik adımları ile Akdeniz'in en önemli gücü haline geldik. Bunu kaybetmek gibi bir lüksümüz yok. Bugün dünyanın kaderine hükmetmek isteyen devletlerin beyin kadroları, Zbigniew Brzezinski'nin Büyük Satranç Tahtası teorisi, Halford John Mackinder'in Kara Hakimiyeti Teorisi üzerinde dikkatle çalışmaktadırlar. Merkez bölge (kalpgah olarak adlandırılır): İç Hilal: Almanya, Avusturya, Türkiye, (Doğu Akdeniz-Karadeniz) İran, Ortadoğu, Hindistan ve Çin'i içine alır. Kalpgah Avrasya'ya egemen olan Dünya Adası'na egemen olur.
SONUÇ: Görünen odur ki, önümüzdeki dönemde de Doğu Akdeniz ve KARADENİZ dünyanın başka bölgeleri gibi sükunetle değil yeni çalkantılar ve çatışmalarla yaşamaya devam edecek. Avrasya'nın Kalpgahı'nda olan Türkiyemiz de, yeni sorunlara ve gelişmelere refleksler geliştirmesine zemin hazırlıyor. Burada en büyük şansımız DÜNYANIN EN TECRÜBELİ VE GÜÇLÜ LİDERLİK VASFIYLA BAŞKAN ERDOĞAN'IN YENİDEN SEÇİLMESI. Bu istikrar şahlanan TÜRKİYE'yi, Yeni Dünya Düzeni'nde masadaki güçlü ülkelerden biri konumuna getirecek.