TURNUSOL: Bir kişinin veya kuruluşun herhangi bir olay karşısında takındığı tutum ve davranışı ölçmek için kullanılan birim. CHP'de,31 Mart öncesi "giydirilen" imajlar çöküyor. Maskeler düşüyor. CHP'nin vesayetçi ruhu ortaya çıkarken, bileşenlerinin de muhafazakâr-dindar insanlara olan düşmanlıkları bir bakıyoruz yastık altlarından çıkıveriyor. Son 3 olay, CHP'nin turnusoludur.
1)Ekrem İmamoğlu'nun dindar -mütedeyyin vakıflara düşmanlık sergileyen son kararları, CHP için mükemmel bir turnusol oldu. CHP'li İstanbul belediye Başkanı Ekrem beyin dindar vakıf düşmanlığıyla gerçek yüzü ortaya çıkarken, rövanşist CHP yeniden karşımızdadır 2)Rahmetli Şule Şenler'e dil uzatan, CHP'nin kankası, azgın laikçi cephe ve Cumhuriyet Gazetesi'nin maskesi bir kez daha düştü.
3) 31 Mart Yerel seçimleri öncesinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun "CHP'li hiçbir belediye işçi çıkarmayacak" yalanı bir bir ortaya çıkıyor. CHP'li belediyelerde kıyım sürüyor. *Ecdadımız ne diyor? Can çıkar, huy çıkmaz. CHP'nin faşist, baskıcı, rövanşist karakteri yıllar geçse de asla değişmiyor. Bizi, CHP'nin başına Kemal Bey gelmiş, Ekrem bey gelmiş, Canan Kaftancıoğlu gelmiş ilgilendirmez. Bizi zihniyet değişikliği ilgilendirir. CHP'nin "milletin gönlünü fethetmek" gibi bir alışkanlığı olmadığı için "kestirme yollarla, çakma değişiklikler ile işleri yürütemeyeceği kısa zamanda anlaşıldı. Partinin başına FETÖ kasetiyle oturtulan Kılıçdaroğlu'nun taktiksel manevralarla muhafazakâr adaylarla ipi göğüsleme çabası duvara çarpmaya başladı.
Başta İstanbul ve Ankara'yı "Ülkücü aday-Anap'lı aday" imajlarıyla alabildiler ki, kısa zamanda, yaptıkları işin taktiksel olduğu, tabandan gelen sağlıklı bir dalga değil, tepede üretilen enfeksiyonlu planlamaların sonucu olduğu görüldü. CHP, dindarlara, mütedeyyin insanlara karşı duruşuyla tanınmıştı. Batı hayranlığı, vesayetçi kalıplara düşkünlük, tepeden inmecilik, bölücü PKK'nın siyası kanadı HDP ve darbeci bir terör örgütü olan ABD kuklası FETÖ'le sarmaş dolaş oluşları düşündürücüydü.
CHP'nin genlerine bakacaksınız.
Menfaati için "muhafazakâr-milliyetçi adaylarla karşımıza çıkışları taktiksel manevralardı. Bir baktık, CHP'nin derinliklerinden gelen sesler, farklı eski şarkılar söyletiyor.
Azgın laikçi, CHP'nin kankası Cumhuriyet'in rahmetli Şule Yüksel'in vefatıyla ilgili yaptıkları habere attıkları utandırıcı, yüz karası başlık "Şulebaş örtüsünün yaratıcısı öldü" şeklindeydi.
Eski Türkiye'de Şule Yüksel'i "Sıkmabaş" diye... "Şulebaş" diye aşağılardı. Bugün de, aynı ruhla karşımızdalar. Azgın, militan CHP kanatları, başörtüsü düşmanlığında yıllarca ön saflarlaydı. Dindar kardeşlerimizi aşağılıyor, alay ediyorlardı. Yasakçı ruh yapılarıyla, utanmadan 28 Şubat darbecilerini alkışlıyorlardı. Cumhuriyet'in eski sayfaları yüz kızartan düşmanlıklarla doluydu. SONUÇ: Azgın laiklerde, CHP ve kankalarında can çıkar huy çıkmaz. Başta İstanbul, Ankara, İzmir'de maskeler düşecek. Solcu görüntünün altında duran, faşizm hortlayacak. Dindar Vakıflara CHP düşmanlığı, Rahmet Şule Şenler'e yönelik CHP medyasında yazılanlar utanç verici. Yıllardır yapılmış zulmün hesabını vereceklerine, en küçük fırsatta o rövanşist ruhlarını sergilemekten çekinmiyorlar. 31 Mart seçimlerine giderken, dindarmuhafazakar tabanı ürkütmemek için, inanmadıkları halde darbecilik, kılık kıyafet, yaşam tarzı ile ilgili tam tersi tavır aldılar. Ancak, son iki olayla CHP ve azgın laikçi cephe eski kodlarına döndü.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.