TÜRKİYE, 100 yıl sonra ilk kez yurtdışına açıldı. Bir asır sonra ilk kez kabuğunu kırıp dışarıya odaklandı.
Kendi halkıyla uğraşmak yerine, ulusal çıkarları için sınır ötesinde nereye gitmesi gerekiyorsa oraya koştu. Masalara garson bile yapılmazken bugün masa kuran bir ülke olarak uluslararası arenada güç gösterisi yapar hale geldi. Küresel oyuncu olma yolunda büyük adımlar attı.
Bu tablo birilerini hayal bile edemeyeceğiniz kadar rahatsız ediyor.
Osmanlı döneminde ne zaman Ruslarla bir anlaşma yolu arasak bir baktık kendimizi onlarla savaşın içinde bulduk.
Mason paşaları kullanarak Rusya'ya durup dururken seferler düzenlediler.
Hep içeriden birilerini kullanarak fitne çıkardılar. Cumartesi akşamı Bir Rus generali ile konuştum. "İdlib'te neleroluyor? Esad Putin'den izin almadantuvalete bile gidemez. Neden Türkaskerine saldırıyor" diye sordum.
Türk askerine saldırı öncesi bölgede 4 Rus isthbaratçının öldürüldüğünü anlattı. John Bolton'un ABD ulusal güvenlik danışmanlığı yaptığı dönemde Rusya'ya geldiğini, Moskova'da Putin ile görüşebilmek için önüne gelene rüşvet verdiğini söyledi. "Rus oligarklar Yahudi" diyerek İsrail lobisinin de Kremlin'de çok güçlü olduğunu söyledi. İsrail'in bir Rus uçağını düşürüp 18 önemli teknik elemanı öldürdüğünü hatırlattı.
"Putin İsrail'e dalacaktı. AncakKremlin'i çevreleyen İsrail lobisidurdurdu" dedi. ABD eski UlusalGüvenlik Danışmanı John Bolton'ınne yapıp edip o dönemde Putin ilegörüştüğünü ve Ankara-Moskova arasındaimzalanan "İdlib mutabakatı"nıtoprağa gömmek için Kremlin Sarayı'ndakendini yırttığını söyledi. "Amerika ilkbaşından beri bu anlaşmaya karşı. Sonaerdirmek için çırpınıyor. İdlib'te 15'eyakın örgüt var. Bunların içinde 25 binkişilik militana sahip Tahrir-i Şam ABDtarafından silah ve paraya boğuluyor.
Sonra bunlar Türkiye'nin korumasındaki İdlib'ten Rus üslerine saldırıyor. 4 Rus istihbaratçısını ABD adına öldüren de bunlar. Bizim istihbatratçılarımız ile Türk askerine saldıran aynı kafa. CIA, Türk- Rus yakınlaşmasını ortadan kaldırmak ve bizi savaştırıp Türkiye'yi yanına almak, S-400'leri depoya kaldırtmak için her türlü dümeni çeviriyor" dedi.
Moskova'dan gelişmelere bakış açısı bu şekilde. Ancak Esad'ın karadan, Rusya'nın da havadan İdlib'te önüne geleni ayırım yapmaksızın bombalaması, 1 milyon kişiyi sınırımıza doğru kaçmaya teşvik etmesi de gerçeğin ta kendisi. İdlib, Suriye'de barışın sağlanması yönünde en kilit eyalet durumunda. Bu yüzden tüm istihbarat örgütleri buraya yığınak yaptı. Tezgahlar, provokasyon planları hepsinin masasında. Savaştan beslenenler tabii ki durmayacak. Ankara sabırla ve özellikle de "DEVLET AKLI" ile hareket ediyor, etmeye devam edecek.
İdlib'te kararlılığını göstermek ve Rusya'yı masaya çekmek için bölgeye görmeye alışık olmadığımız seviyede yığınak yapıyor. Türkiye'nin tek planı olamaz.
Her türlü ihtimale karşı birden fazla plan masada. Devlet Aklı da zaten bunu gerektirir. Dışarıda ulusal güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehdit eden unsurlar had safhada. Böyle bir dönemde Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un içeride gerilime yol açacak sözler sarfetmesi ne kadar doğru? Genelkurmay eski istihbarat Başkanı ve Başbuğ'un en yakın çalışma arkadaşlarından biri olan E. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin "Böylesine kritikbir dönemde içeride kenetlenmemizgerekirken İlker Başbuğ'un buçıkışı büyük hata. Devlet Aklı ilehareket etmeliydi. Enerjimizi içeriyeharcayacak sözlerden kaçınmasıgerekirdi. ABD, Türkiye'ye,Erdoğan'a baskı yapmak istiyor. İlker Başbuğ da bu amaç uğurunabilerek veya bilmeyerek kullanıldı"dedi. Başbuğ, 2002-2010 yıllarındaTSK'dan atılanlardan bir kişinindahi FETÖ'cü olmadığını söylemişti.
Atılanların diğer Nurcu kolu Mehmet Kurdoğlu ekibinden olduğunu belirtip "Rakip cemaatin elemanlarınıuzaklaştırmada bizi kullanmışlar" demişti. Bunun anlamı "FETÖ'cülerlebirlikte olup Nurcuları ordudanatmak için kullanıldık" demekti.
KKTC Cumhurbaşkanının dahi "Türkiye'ye bağlanma ihtimalikorkunç" diyerek birilerine kendini kullandırdığı bir dönemde İlker Başbuğ'a da yakışmadı. Artık bilerek veya bilmeyerek kullanılma, başkalarının ekmeğine yağ sürme elbisesini üzerimizden atmamız gerekiyor. Devir "Devlet Aklı" ile hareket etme devri...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.