Ağustos 2019'da Trump ilk kez tuhaf şeyler söyledi.
Mesela Amerikan Yahudi topluluğunun büyük bölümünü "Akılsız" ve "Sadakatsiz" gibi ithamlarla hedef gösterdi. "Hain" dedi. ABD'deki Yahudi toplumu ayağa kalktı. Yahudi Demokratik Konseyi Direktörü Halie Soifer, Trump'ın sözlerinin "Anti-semitizmi siyasallaştırma ve siyasette silah olarak kullanma eğiliminin son örneği" olarak gösterdi. Beyaz ırkçılığın gizli havarisi olmakla suçlanan Trump'ın açıklamaları "Utanç verici ve tehlikeli" olarak yorumlandı. Amerikan medyasından Başkana büyük saldırı başladı. İsrail İçin Demokratik Çoğunluk Hareketi temsilcileri Lewis ve Mark Mellman da Yahudileri "Sadakatsizlik" ve "Hainlikle" suçlamanın 1930'ların Avrupa'sında kullanılan anti-semitik söylemleri hatırlattığını vurguladı.
Neler olıuyordu? Birileri de Trump'ı koltuğundan azletmek üzere harekete geçiyor, ABD Başkanı "Ben gidersem iç savaş çıkar" diye nara atıyordu. Ortada tuhaf bir durum vardı. Trump sadece bununla yetinmiyor Amerikan Merkez Bankası'nı da ülkenin en büyük düşmanı ilan edip savaş açıyor sürekli suçluyordu. ABD Merkez Bankası dünyanın en zengin 8 ailesine sahipti. Ve patronlar Yahudi'ydi. İçlerinde İsrail'i kuran, Amerika'yı 1. ve 2.Dünya savaşına sokan aileler vardı. Trump'ın Amerika'daki en güçlü isimlere tek başına saldırması için "DELİ" olması ve kendini "DON KİŞOT" zannetmesi gerekiyordu. Aklından zoru mu vardı?
Arada bir çıkıyor "Silah sanayiinden birileri beni savaşa sokmak için acımasızca saldırıyor" diyordu. Silah sanayii de Yahudi ailelerin elindeydi. Çin'i en büyük düşmanlardan biri olarak gösteriyor, bu ülkeye karşı "Ticaret savaşı"nı ilan ediyordu. Çin'e yatırım yapıp bu ülkeye milyarlarca dolarlık istihdam ve üretim sağlayan Amerikan şirketlerini hedef gösteriyor, "Geri dönmezlerse vatan hainleridir" diyordu. Suçladığı şirketlerin neredeyse tamamı Yahudi işadamlarına aitti.
AB'yi suçluyor, dağıtmak için CIA ile Paris'ten Berlin'e kadar operasyon çekiyordu. AB'yi kuranlar da Yahudi ailelerdi. Trump yine Yahudi ailelerin kurduğu Birleşmiş Milletleri bile yerden yere vuruyor, salvo atışları yapıytordu. Bu ne cüretti? Yahudi ailelerin elinde olan Amerikan ve Avrupa medyası da ağız birliği etmişcesine "Trump delirdi. Akli dengesi yerinde değil. Bu nedenle ülkeyi yönetecek ehliyeti yok" diye manşetler atarak "AZLEDİLSİN" çığlıkları atıyor, kongredeki Yahudi veya onların sempatizanı senatörler harekete geçiyordu.
Biz etrafımızdaki yangınlara kilitlenmişken Amerika'da hayal edemeyeceğimiz kadar büyük bir savaş yaşanıyordu. Trump da Don Kişot değildi. Tek başına DÜNYA DÜZENİNİ kurup ABD'yi soyanlarla savaşacak kadar da aptal değildi. Arkasında Pentagon vardı. Amerikan derin devleti sonuna kadar destekliyordu. Bazıları, hatta bizde bazı akademisyenler bile dünyadan bihaber olarak "Trump Amerikan derin devleti ile savaşıyor" diye yorumlar yapıyordu. Boş laflardı bunlar. ABD derin devleti Trump'la savaşa girse bir dakikada indirirdi.
Ve derken 3 gün önce Florida'da İsrail Amerikan Konseyi Zirvesi'ne katılan Başkan Trump'ı, Yahudi seçmenlere hitap ederken görüverdik. Yine kılıçları çekiyordu Trump. 4000 Yahudi'ye, gözlerinin içine bakarak "Siz acımasız katillersiniz. Hiç de hoş olmayan insanlarsınız. Yahudilerin gözü paradan başka şey görmez" diyerek çıkıştı. Herkes bir kez daha şok oldu. Ve Amerika bir kez daha ayağa kalktı.
Burada defalarca yazdık. Amerikan derin devleti, ülkeyi sürekli savaşa sokan, bankalarla soyan, şirketlerle Çin ve Avrupa'yı kalkındırıp ABD'yi batağa çeken küreselcilere karşı savaş başlattı diye... Trump'ın "Acımasız katiller", "Gözünüz paradan başka bir şey görmüyor" çıkışının altında bu yatıyor. Ve ülkede büyük çaplı tasfiye başlatan ABD derin devleti Trump'ın arkasından sufle yapıyor, "Yürü" diye üflüyor. Peki bu savaşı kim kazanacak? Cevabını almamız uzun sürmez. Trump tekrar kazanırsa, demek ki "BÜYÜK TAARUZ" geliyor. Bir ABD Başkanı'nın Yahudileri bu kadar açıkça hedef alması taarruzun ayak sesleri... ABD'yi yangın bekliyor.