DEAŞ'A 1000'e yakın İngiliz vatandaşı katıldı. Yüzde 20'si öldü. Şu anda İngiltere'ye geri dönüyorlar. Aralarında Türkiye'nin iade ettiği DEAŞ teröristleri de var. İngilizlerden "Vallahi suç işlediklerine dair delil bulmak zor. Buna çalışacağız ama..." şeklinde garip açıklamalar geliyor.
Financial Times da, bir hükümet yetkilisinin açıkalamalarına yer verdi. Ülkeye dönen teröristlere psikolojik destek sağlanıp,radikalleşme karşıtı danışmanlık da verilecekmiş.
Konut ve istihdam yardımı da yapılacakmış. Oh oh maşallah!..
Yahu hani bunlar dünyayı dehşete düşüren teröristlerdi? Neredeyse saraylarda ağırlayacaksınız. Yoksa geri dönenler İngiliz istihbaratının adamları mı? Fransız çimento fabrikası Lafarge da Suriye'de savaş ortamında kılına zarar gelmeden üretimini sürdürdü yıllarca. Meğer hem PKK hem de DEAŞ'a milyonlarca dolar veriyorlarmış. Yani ortak etmişler fabrikaya. Deliller ve şirketten ititraflar ortalığa saçıldı. Fransa göstermelik soruşturma açtı.
Ardından kapattı. Geçtiğimiz hafta Fransız basını bununla ilgili bir iki haber yazdı. Hükümetten "Fazla kurcalamayın.
Ulusal güvenliğimiz" tarzında açıklamalar geldi. Teröristlere dağıtılan milyonlarca dolar güme gitti. Amerika dün içlerinde Türklerin de olduğu bazı şirketlere yaptırım uygulanacağını açıkladı.
Tamamı İslam ülkelerinden.
Suçları DEAŞ'a yardım etmek.
Ancak DEAŞ'a para yağdırdığı kesinleşen Fransız Lafarge şirketine bir gram yaptırım yok.
Yani Batılılar yardım edebilir diyorlar. Lafarge'a dokunmazlar.
Çünkü ajanda olarak dağıttığı hediyelerde harita basıyor bu şirket. Türkiye'nin güneydoğusunu Kürdistan olarak gösteriyor. BATI kurduğu teröristlere yardıma ceza kesiyor. Ancak kendisi yardım edince, hatta geri dönenlere ev ve iş dahi verince bunun adı rehabilitasyon oluyor. Tiyatroya bakın! Şu anda en çok çocuğun gözaltında olduğu ülke Amerika.
BM dün açıkladı rakamları.
Tam 100 bin çocuk... Ve ilginci Çocuk Hakları sözleşmesini dünyada imzalamayan tek ülke Burkina Faso değil.
Amerika'nın ta kendisi. Burkina Faso deyince aklıma geldi.
Afrika'nın Batısında. 1960'da bağımsızlık kazandı gibiyse de hala Fransa'nın boyunduruğunda.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron Aralık 2017'de bu ülkeye gidip öğrencilerle buluştu.
"Afrika'yı köleleştirenler Afrikalılardır" şeklinde konuşacak kadar alçaklaştı.
Bir öğrenci Macron'a "Bizim ülkemizden Fransa'ya burslu giden öğrenci sayısı, buraya yerleştirdiğiniz Fransız asker sayısından neden çok daha az" dedi. Macron o öğrenciye "Buradaki Fransız askerleri için yapacağınız tek şey var o da alkışlamaktır" diyerek emretti. Şimdi o Fransa'nın sömürdüğü Burkina Faso'da sürekli bombalar patlıyor, toplu katliamlar yaşanıyor. Ülkenin Genelkurmay Başkanı önceki gün "Hava sahamızda izinsiz uçan Fransız uçaklarını ve İHA'larını vururuz" diye tehdit etti. Çünkü Fransızların terör örgütlerine para ve istihbarat yağdırdığı belgelerle ortaya çıktı.
Yani hem sömürüyorlar, hem asker bulunduruyorlar hem de terörle önüne geleni öldürtüyorlar.
Bir hafta önce 37 kişi katledildi.
Çünkü Burkina Faso altın ve petrol kaynıyor. Çünkü bu ülkenin ekonomi Bakanı çıkıyor "Araştırma yaptık.
En güvenilir işadamları Türkler. Petrolümüzü, altınımızı Türkler çıkarsın.
Türklere vergi yok, arsa bedava" diyor. Bize aşk şehri diye yutturulan KATİL Paris hemen terörle, katliamlarla cevap veriyor. Sonra Mikron Makron çıkıyor "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var" diyor, teröristi övüyor. Bu kadar da utanmazlar. Bizde yıllarca aydın görünümlü baydınlar "Aşkın vücud bulduğu Paris'te Elyese sarayının arkasındaki şu cafe de şarabımı yudumlayarak yazıyorum bu satırları... Aaah Paris ah.." diye başlayan makaleler yazdılar. Aşkı ve şarabı anlattılar ama Paris'in kanlı gömleğini hiç görmediler. Ülkemizde hayranlık uyandırdıkları Fransa'nın Afrika'da öldürdüğü milyonlardan tek satır yazmadılar. Batı'nın bu terör sevici katillerini bize "İnsan Hakları şampiyonları" olarak yutturdular. Övdükleri BATI bir sahtekar... Bir sömürücü...
Bir hırsız... Bir katil... "İnsan cesetleri şampiyonları" bunlar!