Bahoz Erdal, tam bir insan kasabıydı!
Dara Botan kod adlı eski bir PKK’lı, Bahoz Erdal için “Yaralı ve hasta teröristleri bayıltmadan, ellerini ayaklarını bağlayıp maket bıçağı ile ameliyat ediyordu. Hepsi de ölüyordu” dedi
Terör örgütü PKK'nın Avrupa komitelerinde uzun yıllar sorumluluk düzeyyinde faaliyet gösterdikten sonra gittiği Kandil'de Abdullah Öcalan'ı eleştirince işkencelere maruz kalan ve örgütten kaçarak kurtulan 'Dara Botan' kod adlı eski PKK'lı, Fehman Hüseyin'in öldürülmesini SABAH'a değerlendirdi.
PKK saflarında olan ağabeyi bir çatışmada öldürülen, ablası örgütten kaçan Dara Botan yaşardıklarını ise "Tanrıların yaratamadığı Cehennem" adlı kitabında anlattı. Dara Botan, Fehman Hüseyin'in örgüt içinde "Kasap Bahoz" olarak anıldığını belirterek şunları söyledi:
"1990'nın son aylarıydı. PKK'nın 4. kongresinde kongre sekretaryalığı yapmak için Kandil'e gittim. Benim gibi dışarıdan gelenler Şehit Seyfi kampında kalıyorduk. Bahoz'u orada tanıdım. Örgüt şemasında kod adı Doktor Bahoz Erdal olsa da örgüt mensupları onu Kasap Bahoz olarak bilir. Apandisiti patlamış bir örgüt mensubunu getirdiler. Bahoz Almanya'da hastanede temizlik görevlisi olarak çalışmış. Öcalan'ın konteslerinden biri olan Türkan ile onu tahta üzerine yatırıp, ellerini ve ayaklarını bağladı. Bahoz dakikalar önce elma, portakal soyduğu maket bıçağı ile o kişiyi bağırtarak sözde ameliyat yaptı. Hepimiz seyrediyorduk. O kişi bağıra bağıra öldü. Bahoz ise bize dönüp 'Amma da dayanıksız adammış' deyip, kahkaha bastı. Yine diş ağrısı yüzünden yerinde duramayan bir kadın getirdiler. Türkan, kadını sandalyeye oturtup arkasından boynunu var gücüyle tuttu. Bahoz ise pense ile dişi çekmeye çalışıyordu. 10-15 dakika sonra kadın olduğu yere yığıldı. Bahoz 'Çok uğraştım kurtarmaya. Diş kurdu ciğerine kadar gitmiş, öldü' dedi. Tam bir insan kasabıydı."
Sırrıberk Aslan / Sabah
PKK saflarında olan ağabeyi bir çatışmada öldürülen, ablası örgütten kaçan Dara Botan yaşardıklarını ise "Tanrıların yaratamadığı Cehennem" adlı kitabında anlattı. Dara Botan, Fehman Hüseyin'in örgüt içinde "Kasap Bahoz" olarak anıldığını belirterek şunları söyledi:
"1990'nın son aylarıydı. PKK'nın 4. kongresinde kongre sekretaryalığı yapmak için Kandil'e gittim. Benim gibi dışarıdan gelenler Şehit Seyfi kampında kalıyorduk. Bahoz'u orada tanıdım. Örgüt şemasında kod adı Doktor Bahoz Erdal olsa da örgüt mensupları onu Kasap Bahoz olarak bilir. Apandisiti patlamış bir örgüt mensubunu getirdiler. Bahoz Almanya'da hastanede temizlik görevlisi olarak çalışmış. Öcalan'ın konteslerinden biri olan Türkan ile onu tahta üzerine yatırıp, ellerini ve ayaklarını bağladı. Bahoz dakikalar önce elma, portakal soyduğu maket bıçağı ile o kişiyi bağırtarak sözde ameliyat yaptı. Hepimiz seyrediyorduk. O kişi bağıra bağıra öldü. Bahoz ise bize dönüp 'Amma da dayanıksız adammış' deyip, kahkaha bastı. Yine diş ağrısı yüzünden yerinde duramayan bir kadın getirdiler. Türkan, kadını sandalyeye oturtup arkasından boynunu var gücüyle tuttu. Bahoz ise pense ile dişi çekmeye çalışıyordu. 10-15 dakika sonra kadın olduğu yere yığıldı. Bahoz 'Çok uğraştım kurtarmaya. Diş kurdu ciğerine kadar gitmiş, öldü' dedi. Tam bir insan kasabıydı."
Fehman Hüseyin'in örgütten kaçanları nasıl gözünü kırpmadan infaz ettiğini ise şöyle anlattı: "Irak savaşının başladığı dönemdi. Kamyonlarla Suriye'den çoluk-çocuk, kadın-erkek Kandil'e adam taşınıyordu. O gelenlerden baba ile oğlu geldikleri cehennemin Irak'tan çok daha kötü olduğunu anlayıp kaçarken yakalanmışlardı. Baba 49-50 oğlu ise 16'lı yaşlarda. Mahkeme kurdular. Mahkeme başkanı Cemil Bayık, savcı ise Bahoz Erdal'dı. Bahoz, 'Niye kaçtığınızı, nereye gittiğinizi sormaya gerek yok, cezanız infaz' deyip oturduğu sandalyeden kalkıp, tabancasını çıkarttı ve baba-oğlu kafalarına 3'er defa ateş ederek ölürdü. Sonra platformda oturanlara dönüp, 'Mahkeme bitmiştir' dedi."
Sırrıberk Aslan / Sabah