Türkiye Varlık Fonu nedir? Yönetim Kurulu’nda kimler var?
Ziraat Bankası, PTT, BİST, BOTAŞ, Çaykur, Eti Maden, Türksat, THY ve Halkbank gibi kurumlar Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında kurulan Türkiye Varlık Fonu A.Ş. nedir? Amacı nedir? "Yönetim Kurulu’nda hangi isimler var?" haberimizde..
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre Türkiye Varlık Fonu A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliklerine Yiğit Bulut, Kerem Alkin, Himmet Karadağ ve Oral Erdoğan atandı.
Daha önce Başbakanlıktan alınan bilgiye göre Varlık Fonu Genel Müdürlüğü'ne ve Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Mehmet Bostan atanmıştı.
Söz konusu atamaların Başbakan Binali Yıldırım tarafından onaylandığı belirtildi.
VARLIK FONU'NA DEVREDİLENLER
Bakanlar Kurulu kararıyla birçok kamu kuruluşu ve bazı firmalara ait hisseler Varlık Fonu'na devredildi...
Devredilenler arasında Ziraat Bankası, BOTAŞ, PTT, TÜRKSAT, Eti Maden, Çaykur ve Borsa İstanbul da var. Türk Hava Yollarının yüzde 49 ile Halkbank'ın yüzde 51 hissesi Varlık Fonu'na geçti.
Bakanlar kurulu kararı, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Kararla, kamuya ait bazı şirketler Varlık Fonu'na devredildi.
Devredilen kamu kuruluşları arasında, Ziraat Bankası, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri, TÜRKSAT, PTT, Borsa İstanbul ve Eti Maden ile ÇAYKUR'un genel müdürlükleri var.
Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/08/20160826-1.pdf
VARLIK FONUNA DEVREDİLEN KURUMLAR:
- ZİRAAT BANKASI
- BOTAŞ
- TÜRKİYE PETROLLERİ
- TÜRKSAT
- PTT
- BORSA İSTANBUL
- ETİ MADEN
- ÇAYKUR
- THY
- HALKBANK
Türk Telekom'un Hazine'ye ait yüzde 6,68'lik kısmı da Türkiye Varlık Fonu'na geçti.
Türk Hava Yolları ve Halkbank'ta Başbakanlık Özelleştirme İdaresi'nin sahip olduğu payların özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak Türkiye Varlık Fonu'na devredilecek.. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi, THY'de yüzde 49.12; Halkbank'ta ise yüzde 51.11 hissedar konumunda bulunuyor.
Kararın uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde uygulama esaslarına belirlemeye ise başbakan yetkili kılındı.
Ayrıca mülkiyeti hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazların tahsislerinin kaldırılarak Türkiye Varlık Fonuna devredilmesi kararlaştırıldı.
Söz konusu taşınmazlar devir ve tescil işlemleri tamamlanıncaya kadar maliye bakanlığı tarafından yönetilmeye devam edecek.
Öte yandan Bakanlar Kurulunca Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ait veya bu fonun tasarrufunda bulunan 3 milyar lira tutarındaki kaynağın en geç aktarım tarihini izleyen 3 ay içinde geri ödenmek kaydıyla Varlık Fonu'na aktarılması kararlaştırıldı.
Söz konusu karar da 5 Şubat itibarıyla yürürlüğe girdi.
Ekonomist Mahfi Eğilmez kişisel bloğunda Türkiye Varlık Fonu hakkında merak edilenleri şöyle sıralamıştı:
VARLIK FONU NEDİR, NASIL ÇALIŞIR?
Ulusal Varlık Fonları, çeşitli finansal varlıklara yatırım yaparak gelirini artırmayı hedefleyen, devletin sahipliği ve yönetimi altında çalışan fonlardır. Bu fonun geliri genellikle bütçe fazlalarından oluşur. Bir ülke eğer bütçe fazlası veriyorsa bu fazlayı 4 şekilde kullanabilir: (1) Harcamalarını artırır. (2) Mevcut vergi yükünü düşürür. (3) Borçlarını erken ödemeye tabi tutabilir. (4) Bir varlık fonu kurarak bütçe fazlalarını buraya aktarır ve bu fonla ulusal ya da yabancı bazı finansal varlıkları satın alıp gelirlerini artırmaya çalışarak gelecek kuşaklara refahı aktarma yoluna gidebilir.
Bu tür fon yönetimlerinde temel hareket noktası varlıkları risk ve getiri dengesini gözeterek kazanç amaçlı kullanmaktır. Bu işlemleri, bütçe kısıtlamaları ve parlamentonun sıkı denetimi altında yürütmek kolay değildir. Varlık fonu kuruluşunun bir nedeni de bu kısıtlamalardan kurtulmaktır.
VARLIK FONUNUN AMACI NEDİR, NEREDE KURULUR?
Bir varlık fonu kurulmasının genel olarak iki temel amacı vardır: (1) Ülke ekonomisinin, konjonktürel etkilerden kurtarılarak istikrarlı biçimde işlemesini sağlamak. (2) Gelecek kuşaklara refah aktarabilmek. Bu çerçeveden bakınca fonun varlıkları ve getirilerinin karşılaşacağı risklerden yüksek olması gereklidir.
Varlık fonlarının kuruluş yeri olarak iki farklı uygulama söz konusudur: (1) Varlık Fonları, Merkez Bankası nezdinde kurulabilmektedir. Merkez Bankaları, rezervlerini değerlendirirken benzer işlemler yaptıkları için belirli bir deneyime sahiptirler. Ayrıca Merkez Bankalarının bağımsız yapısı bu tür fonların yönetimini siyasal etkilerden uzak yürütebileceği izlenimi vermekte, dolayısıyla kamuoyu nezdinde güven yaratmaktadır. (2) Varlık Fonları, ayrı bir şirket ya da idare olarak kurulabilmektedir.
VARLIK FONUNUN TEMEL DAYANAĞI NEDİR?
Bir varlık fonu kurulabilmesi için her şeyden önce bir varlık ya da kamu elinde oluşmuş bir gelir fazlalığı olması gerekir. Buna göre varlık fonları iki şekilde kurulabilmektedir: (1) Bir veya birden fazla emtiaya dayalı fonlar: Bunlar genellikle ihraç edilen emtianın gelirleri nedeniyle oluşan bütçe fazlalarından oluşur. Tipik örnekleri körfez ülkelerinin kurdukları fonlardır. Bu fonların çoğu ihraç edilen petrolden sağlanan gelirlerle oluşturulmuştur. Norveç'in kurduğu emeklilik fonu da benzer şekilde Kuzey Denizinden elde edilen petrol gelirlerinin yarattığı bütçe fazlasını gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlamaktadır. (2) Bir emtiaya dayalı olmayan fonlar: Bunlar ya Dış ticaret fazlaları ile ya da emeklilik fonlarında biriken paralarla oluşturulmaktadır. Bu tür fonların tipik örnekleri Çin, Kore ve Hong Kong gibi ülkelerin kurdukları varlık fonlarıdır. ABD'nin her iki örneğe de giren birden fazla varlık fonu bulunmaktadır.
VARLIK FONU NEREYE YATIRIM YAPAR?
Varlık fonları, ağırlıklı olarak, devlet tahvillerine, hisse senetlerine, yatırım fonlarına, çeşitli projelere geçici ya da kalıcı ortaklıklar yoluyla girip yatırım yaparlar. Bazı ülkeler varlık fonlarının yatırımlarıyla ilgili bazı kısıtlamalar ve standartlar getirmişlerdir. Örneğin birçok ülkede varlık fonları için S&P ve Fitch'in BBB - ve Moodys'in Baa3 kredi notları yatırım yapılabilir en düşük not olarak kabul edilmekte, bu notun altında kredi notu olan ülke tahvillerine yatırım yapılamamaktadır.
2006 yılında yaşanan subprime mortgage ve 2008 yılında yaşanan Lehman Brothers krizlerinin ardından ABD başta olmak üzere bu fonların bir bölümünün finansal sektör kuruluşlarını kurtarmakta kullanılması bunların uluslararası tartışma ve eleştirilerin hedefi haline gelmelerine neden olmuştur.
TÜRKİYE VARLIK FONU'NUN TEMEL NİTELİKLERİ
Türkiye Varlık Fonu kurulmasına ilişkin yasanın genel gerekçesi ve başlıca maddelerindeki hükümlerden hareketle bu fonun niteliklerini ve amaçlarını özetleyebiliriz.
(1) Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. adı altında 50 milyon TL sermayeli bir anonim şirket kuruluyor. Başbakanlığa bağlı olarak çalışacak olan şirketin sermayesi, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından konulacak. Şirketin yönetim kurulu en az 5 kişiden oluşacak ve başkan ve üyeleriyle şirket genel müdürü Başbakan tarafından atanacak. Yönetim Kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdürün; ekonomi, finans, hukuk, maliye ve bankacılık alanlarından en az birinde 5 yıldan az olmamak üzere tecrübe sahibi olmaları şartı aranıyor. Bu anonim şirket özel hukuk hükümlerine tabi olacak. Şirket Türkiye Varlık Fonu İçtüzüğünü hazırlayacak ve bu iç tüzüğün tescili ile Türkiye Varlık Fonu kurulacak. Ayrıca gerek görülmesi halinde Türkiye Varlık Fonuna bağlı alt fonlar kurulabilecek.
(2) Şirket tarafından Türkiye Varlık Fonu adına gerçekleştirilebilecek işlemler şöyle sıralanıyor: Yerli ve yabancı şirketlerin hisse senetleri, özelleştirme kapsam ve programına alınanlar dâhil olmak üzere Türkiye'de kurulan ihraççılara ait payların alınıp satılması. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar hükümleri çerçevesinde alım satımı yapılabilen yabancı kamu, özel sektör ve kamu borçlanma araçları ve ihraççı paylarının alınıp satılması. Vadeli mevduat ve katılma hesabı işlemlerinin yapılması. Hazine taşınmazları ve mevduat sertifikaları, altın ve diğer kıymetli madenler ile bu madenlere dayalı olarak ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının alım satım işlemlerinin yapılması. Fon katılma payları, repo ve ters repo işlemleri, kira sertifikaları, gayrimenkul sertifikaları, varantlar ve sertifikalar, Takasbank para piyasası işlemleri, türev araç işlemlerinin nakit teminatları ve primleri, özel tasarlanmış yabancı yatırım araçları ve ikraz iştirak senetleriyle ilgili işlemlerin yapılması. Ulusal yatırımlar ile uluslararası alanlarda diğer devletler ve/veya yabancı şirketler tarafından yapılacak yatırımlara iştirak ve bunlarla sınırlı olmamak üzere diğer yatırım araçları işlemlerine girilmesi.
(3) Türkiye Varlık Fonunun kaynakları şu şekilde sayılıyor: a) Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından; özelleştirme kapsam ve programında bulunan ve Türkiye Varlık Fonuna devrine karar verilen kuruluş ve varlıklar ile Özelleştirme Fonundan Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilen nakit fazlası. (b) Kamu kurum ve kuruluşlarının tasarrufu altında bulunan ihtiyaç fazlası gelir, kaynak ve varlıklardan; Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına veya Şirket tarafından yönetilmesine karar verilenler. (c) Türkiye Varlık Fonu tarafından yurtiçi ve yurtdışı sermaye ve para piyasalarından ilgili mevzuat kapsamında yer alan izin ve onaylar aranmaksızın sağlanan finansman ve kaynaklar. (d) Para ve sermaye piyasaları dışında diğer yöntemlerle sağlanan finansman ve kaynaklar.
(4) Şirket, Şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonlar Sayıştay denetimine tabi olmayacak. Şirket ve fonlar bağımsız denetime tabi olacaklar. Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak fonlar, Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında bağımsız denetime tabi olacak.
(5) Şirket, varlık Fonu ve bu yasaya göre kurulan şirketler, alt fonlar gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutuluyor, ayrıca yapacağı işlemlerin bir bölümü de KDV gibi vergilerden istisna ediliyor.
TÜRKİYE VARLIK FONUNDAN BEKLENTİLER
Türkiye Varlık Fonundan beklentiler yasanın genel gerekçesinde sıralanmış bulunuyor. Buna göre;
(a) Türkiye Varlık Fonunun kurulmasıyla büyüme oranında artış sağlanacak.
(b) Sermaye piyasalarında büyüme ve derinleşme hızlanacak.
(c) İslami finansman varlıklarının kullanılması yaygınlaşacak.
(d) Yapılacak yatırımlarla yüzbinlerce kişiye istihdam olanakları sağlanacak.
(e) Savunma, havacılık, yazılım gibi alanlardaki yerli şirketlerin sermaye ve proje bazında desteklenmesiyle küresel oyuncu konumuna geçmeleri sağlanacak.
(f) Otoyollar, Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Havalimanı, Nükleer Santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman bulunacak.
(g) Katılım finansmanı sektör payı artırılacak.
(h) Arz güvenliğini sağlamak üzere, Türkiye için önem taşıyan petrol, doğalgaz gibi yurtdışındaki stratejik sektörlere bürokratik kısıtlamalara bağlı olmadan doğrudan yatırım yapılabilmesi gerçekleştirilecek.
(i) Bu Fon, ekonominin yapısal sorunlarını aşmakta katkı sağlamanın yanı sıra dış politikanın önemli bir enstrümanı olarak Türkiye'nin uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.
BİR YORUM:
"TL'NİN DEĞER KAZANIMLARI SÜREBİLİR"
Destek Yatırım Araştırma Uzmanı Kutay Gözgör, "Türkiye Varlık Fonu, büyüme oranlarında artış, sermaye piyasalarında büyüme ve derinlik, büyük projelere finansman imkanı başta olmak üzere birçok katkı sağlayacak" ifadesini kullandı.
Gözgör, haftanın piyasalar açısından önemli gelişmelerini ve beklentileri değerlendirdi.
Dün Bakanlar Kurulu kararıyla Ziraat Bankası, PTT ve Borsa İstanbul'un da içinde bulunduğu şirketlerin hisselerinin Türkiye Varlık Fonuna aktarıldığını anımsatan Gözgör, "Türkiye Varlık Fonu, büyüme oranlarında artış, sermaye piyasalarında büyüme ve derinlik, büyük projelere finansman imkanı başta olmak üzere birçok katkı sağlayacak" değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte seçim öncesi vaatlerini yerine getirmesinin küresel piyasalarda belirleyici olduğunu dile getiren Gözgör, Trump ve ekibinin, güçlü doların ABD'nin rekabet gücünü azalttığına yönelik söylemlerinin doların gücünün görülebilmesi için önemli bir gösterge olarak kullanılan Dolar Endeksi'nin 100 seviyesinin altına gerilemesine neden olduğuna işaret etti. Gözgör, şu ifadeleri kullandı:
"Trump'ın söylemleri ve atacağı adımlar doların küresel olarak gücünü belirlemesinde etkili olmaya devam edecektir. Öte yandan ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam rakamları beklentilerin üzerinde artış gerçekleştirse de ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artışı için önemli bir gösterge olarak kabul ettiği ücret artışının beklentilerin altında kalması doların küresel olarak değer kaybında etkili oldu.
Yurt içinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) TL'yi destekleyecek adımlarına devam etmesi ve küresel olarak doların değer kaybıyla birlikte Dolar/TL kuru son 1 ayın en düşük seviyesine gerilemesinin yanı sıra TL, diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı en çok değer kazanan para birimi oldu. İhracat rakamlarında hızlı yükseliş dikkati çekerken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre ihracat oranı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 15 artış gösterdi. Özellikle Rusya'ya yapılan ihracatın yüzde 57, Irak'a ise yüzde 42,4 artış göstermesi ihracat oranının yükselişinde önemli rol oynadı. Küresel olarak doların değer kaybetme potansiyelinin devam etmesi ve TCMB'nin aldığı önlemler TL'yi desteklemeyi sürdürebilir."
Gözgör, bu hafta küresel piyasalarda veri akışının sakin olduğunu, ancak yurt içinde aralık ayı sanayi üretim rakamları ve perakende satış verilerinin TL varlıkları üzerinde etkili olabileceğini belirtti.
TL'nin değer kazanmasının Borsa İstanbul'a da olumlu yansıdığını ifade eden Gözgör, şu açıklamalarda bulundu:
"BIST 100 endeksi son 9 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Teknik olarak baktığımızda ise BIST 100 endeksi mayıs ayının zirvesi olan 88.650 direncine yaklaşıyor. Hızlı bir yükseliş gerçekleştiren BIST 100'ün aşağı yönlü bir düzeltme yapma potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz. Olası düzeltme sürecinde 85.500 – 84.600 bölgesi gündeme gelebilir. 88.650 direnç seviyesinin aşılması halinde 90.000 izlenebilir.
Dolar/TL paritesi ise düşen trend içindeki hareketlerini sürdürüyor. 3,7550 – 3,7800 direnç bölgesi olarak ön plana çıkabilir. Bu seviyenin aşağısında kalınması halinde gerilemeler 3,6650 - 3,6420 bölgesine doğru sürebilir. Gram altın fiyatları ise yükselen trendini sürdürüyor. 144,60 – 144,00 destek bölgesinin üzerinde kalıcılık sağlanması halinde yukarı yönlü hareketler 145,50 – 146,40 aralığına devam edebilir. Genel anlamda gram altın fiyatlarında olumlu havanın sürdüğünü söyleyebiliriz."