İşte Cem Öğretir'in Türkiye'ye yaptığı o önemli çağrı:

"Yeter artık dediğinizi biliyoruz, duyuyoruz... Canınızın yandığını, yüreklerinizin dağlandığını biliyoruz, hissediyoruz. Her patlama haberinde ve sonrasında ''neden, niye bu acılar yaşanıyor?'' diye haykırdığınızı duyuyoruz, anlıyoruz. Biz de soruyoruz, sorguluyoruz. Çünkü aynı havayı soluyor, aynı acıları yaşıyor ve paylaşıyoruz. 44!!! Rakam demiyorum, çünkü onlar insan, onlar can, daha doğrusu candılar. Ta ki kanlı eller, karanlığın efendilerinin kanlı elleri onları hayattan koparana kadar... 44 şehidimiz var. 37 polis, 7 sivil şehidimiz var. Kelimeler tükeniyor böyle zamanlarda elbette. Boğazınıza, boğazımıza düğümleniyor elbet... Ama sussak da sinsek de durmayacak. Sadece onlara işte tam da bunu isteyenlere yol açmış olacağız. İşte bu olmasın, olmasın da gücümüz, gücünüz yitip gitmesin diye bu akşam polisimizin yanındayız... Çünkü biz atv haber olarak, kelimelerin ve o kelimelerin döküldüğü yüreklerin, yüreklerimizin, yüreklerinizin, temiz vicdanların, silahtan, kanla beslenenlerden çok daha güçlü, çok daha onurlu, çok daha insani olduğunu biliyoruz. Buna tüm yüreğimizle inanıyoruz... Bir çağrımız var... Polisimizin yanındayız. Tüm güvenlik güçlerimizin yanındayız. Çünkü onlar biz, biz onlarız. Böyle düşünmez, bu yola böyle devam etmezsek, birbirimize inanmaz, birbirimize sahip çıkmazsak, kazanacaklar. Kanı daha da yayıp; insanı, insanlığı, bizi tüketecekler. İşte bu olmasın diye bir çağrımız var. Terörün karanlık, kanlı ellerine inat, iyi olanlar birlik olsun... Olsun ki iyiliği yüceltip karanlığı boğalım... Karanlık boğulsun ki huzura erelim. Çağrımız iyilik yayan kelimelere ve iyilik yayan yüreklere inananlara. Susmayın, bir arada durun karanlığın karşısında. Vicdanları hep beraber temizleyelim ve iyilik boğsun karanlığı. Ve bizi can pahasına koruyanlara sahip çıkın. Çünkü onlar biz, biz onlarız."