Malatyalı Hamido'nun hikayesi
1960'larda başlayan bir öykünün kahramanı Hamid Fendoğlu... Nam-ı diğer Hamido... Bir belediye başkanı, bir siyaset adamı... 1978'de o kanlı darbeye giden yolda Hamido katledildi... Nasıl ve neden? İşte öyküsü...
A HABER - Bir kutunun öyküsü bu...
Cafcaflı, albenili, bir hediye kutusunun, öyküsü...
Anahtarla açılan bir kutunun öyküsü bu...
İçi sır dolu bir hediye kutusu...
Açıldığı an coğrafyaya kötülük salan...
Eski yıllarda geçiyor öykü...
1980'nin Eylül'ündeki o kanlı darbeye giden yolun parke taşlarını döşeyecek ve ne kadar fitne ve ne kadar kötülük varsa hepsini açığa çıkaracak bir günde geçiyor...
İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Malatya'da geçiyor öykü... Malatya'da - 1978'in 17 Nisan gününde...
Hamit Fendoğlu, nam-ı diğer Hamido… Ankara ziyaretinden o gün geri dönmüştü Malatya'ya...
Malatya Belediye Başkanıydı...
Odasında kendini bekleyen bir hediye olduğunu öğrendi yardımcılarından...
Bir paketti bu... Kim göndermiş diye şöyle bir baktı... "Kasım Önal" ismini fark etti..
Eski arkadaşıydı Kasım Önal...
'60 darbesinin ardından birlikte Yassıada'da kalmışlardı...
Kasım amcaları yine torunlar için "çikolata göndermiş" olmalıydı...
Hamido gülümsedi. Paketi aldı. Evine gitti..
O an iki torunu ve gelini vardı yanında Hamido'nun...
Hamido paketi yavaşça açtı o kutuyu gördü...
Güzelce bir kutuydu... Üzerine bir anahtar bantlanmıştı..
Anahtarı aldı. Deliğe soktu. Çevirdi...
Ve o an orada paramparça oldu...
Üstelik sadece o değil, "çikolata" bekleyen 2 torunu ve odadaki gelini de şehit olmuştu...
Peki neden kim işledi bu cinayeti ne için hangi amaçla öldürüldü Hamido...
Sorular çok yanıtlarsa eskide - eski günlerde duruyor...
Demokrat Partinin 1950 seçiminde tek başına iktidara geldiği günlere kadar uzanıyor Malatya'lı Hamido'nun öyküsü..
Asıl adı Hamit Fendoğlu'ydu... İri yarıydı, pehlivandı, yiğitti, dostlarının deyimiyle biraz da tatlı - sert...
Hamido lakabını ona sadece arkadaşları değil tüm Malatya takmıştı...
1950'de Adnan Menderes'in Demokrat Partisi ile girdi siyasete...
1960'da da o kanlı darbeyle cezaevine...
Yani Yassıada'ya...
İşte Kasım Önal oradan arkadaşıydı Hamido'nun...
Siyasete, darbenin hemen sonrasında aynı çizgide kurulan Adalet Partisi ile devam etmişlerdi birlikte...
Yıllarını siyasete verdi Hamido...
Bir de memleketine, Malatya'ya...
1977 yılı geldiğinde yerel seçimde Malatya'dan belediye başkanı adayı olmaya karar verdi...
Hedefi belliydi...
Malatya'ya cumhuriyet kurulalı beri CHP dışında tek bir belediye başkanı seçilememişti...
Hamido fikri arkadaşlarına açtı...
Bu kentin yeni bir vizyona, yeni bir geleceğe ihtiyacı var dedi...
Malatya onu seviyordu...
Aday olursa seçilebilirdi...
Ama bir partiden aday olursa işte o zaman işi zordu...
Adalet Partisi Lideri Süleyman Demirel'le konuştu Hamido...
İstifasının kabulünü istedi...
Sonra Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş'i ziyaret etti..
Planını yapmıştı... Bağımsız aday olacaktı...
Ve eğer MHP - MSP ve Adalet Partisi'nden destek alırsa Malatya'da; Cumhuriyetin ilanından sonra ilk kez "tek parti" devri sona erecekti...
Aynen öyle oldu...
Hamido, 1977 seçiminde CHP'li adaya büyük fark atarak Malatya Belediye Başkanlığına seçildi...
Artık yeni bir dönem başlamıştı...
Hamido bütün Malatya'yı, bütün Malatyalıları iyi tanıyordu...
Ne istiyorlar, neye ihtiyaçları var iyi biliyordu...
Ve Malatya onun sert mizacının altındaki babacan tavrı iyi biliyordu...
Ama Türkiye'yi zor günler bekliyordu...
Hamido, henüz 4 aylık belediye başkanıydı o korkunç gün geldiğinde...
Günlerden 17 Nisan'dı. Yıl 1978...
Ankara'daki Emek Postanesinden gönderilen o paketi üzerinde Yassıada'dan arkadaşı "Kasım Önal"ın ismini görünce hiç tereddütsüz açtı.
Kutuya anahtarı yerleştirdi...
Çevirdi...
Devre böyle tamamlanıyordu...
Bombayı fark etti ve sadece "kaçın" diye bağırabildi.
O kutunun üzerine yattı kendini torunlarına siper etti...
Ama bomba güçlüydü...
İki torunu ve ömrünün baharındaki gelini o an orada öldüler...
Başta sorduk soruları bir daha soralım...
Kim işledi o cinayeti ne için hangi amaçla öldürdüler Hamido'yu?
Bu kez cinayetin ertesinde arayalım cevapları...
Mesela 18 Nisan gününe daha Hamido'nun cenazesi kaldırılmadan çıkan olaylara bakalım yakından...
O sabaha yani 18 Nisan'a bir büyük kaosun ortasında uyandı Malatya...
Hamido o gün toprağa verilecekti ama kentte cenazeden çok çarşıda çıkan olaylar konuşuluyordu...
Birileri daha yerdeki kan kurumadan harekete geçmişti...
Dükkânlar yağmalanıyor, silahlar ardı ardına ateşleniyordu...
Hamido, iki torunu ve gelini o gün o büyük kaosun gölgesinde verildiler toprağa...
Ertesi gün yani 19 Nisan Malatya'ya daha da zor geldi...
Yine silahlar ateşlendi, kent bu kez tam ortadan ikiye bölünmek istendi...
Ve 20 Nisan, Hamido'nun katledilişinin 3'ncü günü...
O gün çıkan olaylarda 8 kişi hayatını kaybetti...
Çok geçmeden gazeteler bu manşetleri atacak Malatyalı 80 darbesine giden yolu 2 yıl evvelinden en acı tecrübelerle yaşamaya başlayacaktı...
Ergenekon, Gladyo, ya da kontrgerilla...
İsmi, sıfatı, neci olduğu fark etmez..
Aslolan neye hizmet ettiği...
Biri o bomba düzeneğini Anadolu'nun tam kalbine gönderdi o yıl...
Ama gönderen Kasım Önal değildi...
Başkasıydı, hiç bulunamadı...
Ve daha önemlisi hiç sorulamadı "bu bomba kimden" diye...
"Bu vatana, bu topraklara bu ihaneti kim yaptı" diye hiç konuşulamadı...
Yani maksat tam olarak hasıl olmuştu...
Mesele, Malatya'nın Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, yani Hamido değildi...
Ve bu çok belliydi...
Mesele Anadolu'yu birbirine düşürmekti...
Darbe yapmaktı...
Bir başka ifadeyle darbenin yolunu açmaktı...
1978 başında Malatya'da başlayan tehlikeli gerilim
Ayını yılın Aralık'ında Kahramanmaraş'a sıçradı...
Sonra da 80 başında Çorum'a...
Bir kutunun hikâyesiydi bu...
Cafcaflı, albenili, sır dolu, bir hediye kutusunun...
Açıldığı an kadim coğrafyaya kötülük salan bir kutunun hikayesiydi...
Gerçek bir hikaye... Bir tarih...
Hisse çıkarmak isteyene kıssa dolu bir tarih...