Bekir Bozdağ: Türkiye olarak kabullenemiyoruz
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iade sürecine ilişkin sürecin uzamasının Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere etki yaptığını belirterek, "241 kişinin katline sebep olan, 2 bin 194 kişinin yaralanmasına neden olan bir kişinin serbestçe dolaşmasını ve terör örgütünü dost bir ülkeden yönetmesini biz Türkiye olarak kabullenemiyoruz ve anlamakta zorlanıyoruz." dedi.
Bozdağ, ABD Adalet Bakanı Loretta Lynch ile FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin Washington'da yaptığı görüşmeye ilişkin Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğinde Türk ve yabancı gazetecilerle basın toplantısı düzenledi.
Bozdağ, kendisiyle birlikte Washington'a TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, komisyon üyeleri AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü, CHP Milletvekili Ömer Süha Aldan ve MHP Milletvekili İsmail Faruk Aksu'nun da Washington'a geldiğini söyledi.
Lynch ile görüşmesinde terörle etkin ve netice alıcı bir mücadele için uluslararası samimi dayanışmanın önemini ABD-Türkiye arasındaki işbirliğinin sürdürülmesinin çok büyük önemi taşıdığını karşılıklı ifade ettiklerini dile getiren Bozdağ, "Fetullahçı terör örgütünün yapısı ve işleyişi hakkındaki görüşlerimizi sayın bakana iletme imkanı bulduk." diye konuştu.
Bozdağ, terörist Fetullah Gülen ve onun talimatıyla hareket eden Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki FETÖ mensubu askerler ve onlara katılan çok az sayıdaki askerler tarafından gerçekleştirilen kanlı darbe teşebbüsü hakkında olan biteni Amerikalı muhatabına ilettiklerini ifade ederek, şöyle dedi:
"Fetullahçı terör örgütünün kurucusu ve yöneticisi, pek çok suçun faili Gülen'in iadesi için aramızdaki ikili iade anlaşması çerçevesinde yaptıklarımızı aktardık. Hukuki süreç tamamlanana kadar iade maksadıyla tutuklanması, darbe teşebbüsüyle ilgili anlaşmanın 10. maddesi gereği geçici tutuklanması ve Gülen'in ABD'de terör örgütünü fiilen yönetmemesi için adımların atılması konusunda Türkiye'nin beklentilerini aktardık."
Türk halkı ile Türkiye devleti için Gülen'in iadesinin ve tutuklanmasının veya geçici tutuklanmasının, faaliyetlerinin sonlandırılmasının ne kadar önem taşıdığını birinci elden Loretta Lynch'e aktardıklarını vurgulayan Bozdağ, tarafların karşılıklı birbirini anlaması bakımından görüşmenin faydalı geçtiğini belirtti.
İade sürecinin anlaşma çerçevesinde işletilmesinin hukuki süreçten sonra sonlandırılacağını hatırlatan Bozdağ, "Türkiye, yargısal sürecin ve hukukun göz ardı edilmesini değil, yargısal sürecin işletilerek iade sürecinin sonlandırılmasını istemektedir." diye konuştu.
- "OBAMA VE AİLESİNE SUİKAST GİRİŞİMİ OLSA"
"ABD'nin saygın basın mensupları aracılığıyla şunu iletmek isterim" diyen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Obama'ya ve ailesine suikast girişimi olsa, Beyaz Saray ve Kongre bombalanmış olsa, halkın üzerine savaş uçaklarından bomba atılmış olsa, tank sürülmüş olsa, silahlarla halk ayrım gözetmeksizin taransa, 241 sivil ABD vatandaşı ölmüş, 2 bin 194 kişi yaralanmış olsa, bütün bu eylemleri yapan teröristlerin sevk ve idare edicisi kişi de Türkiye'de bulunmuş olsa, ABD halkı ve ABD böyle bir teröristin serbest hareket etmesinde hangi duyguya sahip olursa Türk halkı da aynı duyguya sahiptir. Bizi ABD'nin böyle düşünmesini değerlendirmesini istiyoruz."
Bozdağ, FETÖ'nün yapısı, işleyişi, faaliyetleri ve hedefleri itibariyle sadece Türkiye için değil faaliyette bulunduğu tüm ülkeler için de kamu düzenini bölücü bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:
"Çünkü bu örgütün yapısı diğer terör örgütlerinin yapısına hiç benzememektedir. İşleyişi de farklı. Bir görünen gerçek var, bir de görünmeyen ama asıl gerçek var. Bu örgüt çok kendini gizleyen ve faaliyette bulunduğu kişilere topluma devlete ülkeye karşı onların arzu ettiği şekilde görünen ve onlara karşı kendini gizleyen ama gerçek faaliyetleriyle görünümünün çok dışında olan bir örgüt."
Örgütün eğitim, din gibi toplumu yakından ilgilendiren konular ile ailelerin zaaf noktası çocuklar üzerinden yaklaştığını aktaran Bozdağ, çocukların örgütün ideolojisi doğrultusunda eğitilip beyinlerinin yıkandığını, sonra da devletin içine yerleştirildiğini söyledi.
Bozdağ, buradaki hedefi güçlü bir altyapı oluşturmak, sonra karar vericileri etkilemek, halkla ilişkiler faaliyeti oluşturmak ve her alanda etkili olmak şeklinde tanımlayarak, "Bunun için de suç işlemesi gerektiğinde suçları çok cesur şekilde işlemekten çekinmemektedirler." ifadesini kullandı.
- GENELKURMAY BAŞKANININ DİNLENMESİ
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaveri Levent Türkkan'ın ifadelerini örnek gösteren Bozdağ, Türkkan'ın Akar'ın odasına her gün dinleme cihazı yerleştirdiğini, sonra bunları örgütün yöneticilerine ilettiğini, bunların Gülen'e ulaştırıldığını anlattığını hatırlattı.
Bozdağ, "Din ve eğitimle ilgilendiğini söyleyen bir kişinin ve etrafındakilerin Genelkurmay Başkanını dinlemelerini dini daha iyi anlamalarına mı, eğitimi daha iyi yapmalarına mı yardımcı oluyor, bunu sizin takdirlerinize bırakıyorum." sözlerine yer verdi.
-ABD VERGİ MÜKELLEFLERİNİN PARASI
FETÖ'nün ABD'de 146 sözleşmeli okul işlettiğini dile getiren Bozdağ, vatandaşların verdiği vergilerden oluşan eyalet bütçelerinden her yıl okullara 500 milyon dolar civarında para aktarıldığını söyledi. Bozdağ, "Amerikan vergi mükelleflerinin verdiği paralardan oluşan bu aktarım ne kadar amacı doğrultusunda kullanılmaktadır. Bunun incelenmesinde fayda olduğunu düşünüyorum." dedi.
Türkiye'de örgüte para aktarıldığına ilişkin çok sayıda veri bulunduğunu ifade eden Bozdağ, "Türkiye'de, ABD'de ve faaliyette bulunduğu ülkelerde kara para aklama üzerine dünyada başka ülke var mı bilmiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Bozdağ, Türkiye'nin söylediklerinin doğruluğunun örgütün ABD'deki faaliyetlerinin Amerikan makamlarınca incelenmesi sonucu çok kısa sürede anlaşılacağını vurguladı. Bozdağ, "ABD yetkili makamları ve savcıları bu konuları mercek altına aldığında kısa bir araştırmadan sonra bizim söylediklerimizin ABD'deki gerçeklerin yüzde 10'una bile tekabül etmediğini göreceklerdir." açıklamasını yaptı.
- "TÜRKİYE OLARAK KABULLENEMİYORUZ"
"Gülen'in iade sürecinin uzaması Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere de etki yapmaktadır" ifadesini kullanan Bozdağ, "241 kişinin katline sebep olan, 2 bin 194 kişinin yaralanmasına neden olan bir kişinin serbestçe dolaşmasını ve terör örgütünü dost bir ülkeden yönetmesini biz Türkiye olarak kabullenemiyoruz ve anlamakta zorlanıyoruz." diye konuştu.
ABD halkı ve ABD için Usame bin Ladin ne anlam ifade ediyorsa Türk vatandaşları ve devleti için Fetullah Gülen'in aynı anlamı taşıdığını vurgulayan Bozdağ, "Biz ABD'nin terör örgütü kurucusu ve yöneticisi terörist Fetullah Gülen'e ABD dostluğunu feda etmeyeceğine olan inancımızı koruyoruz." açıklamasında bulundu.
Toplantı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, ABD Adalet Bakanlığına sunulan ilave dosyalara ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:
"Terörist Gülen'in iadesine ilişkin 4 ayrı dosyayı ABD Adalet Bakanlığına göndermiştik. Bu 4 dosyayla ilgili aynı zamanda geçici tutuklama talebini ilettik. ABD yetkilileri, bu dosyaların içindeki bilgilerin ve somut delillerin özetinin bizden çıkarılmasını istediler. Biz o dosyalardaki delilleri özetleyen ek dosyayı da kendilerine gönderdik. Sayın Bakan, 'Bu konuları karşılıklı Türkiye veya Amerika'da görüşelim' diye bir mektup yazdı. Biz kendilerine cevap yazdık ve sonuçta bir uzman heyet geldi, 23-24 Ağustos'ta bu dosyaları çok detaylı ele aldılar.
Bu görüşmeler sırasında bazı ek bilgi ve belge talepleri oldu. Bunlardan hazırladığımız 3 ayrı klasör bilgi ve belgeyi Sayın Bakan'a görüşme sırasında takdim ettik."
Bozdağ, Türkiye'nin sunduğu belgelerin çok güçlü deliller olduğunu anlatarak, dün sunulan belgelerin darbe teşebbüsünden önce terörist Gülen'in işlediği suçlara ve 19 Temmuz'da gönderilen 4 ayrı dosyaya ilişkin olduğu bilgisini paylaştı.
Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fetullah Gülen'in darbe teşebbüsüyle ilgili geçici tutuklama talebini 10 Eylül'de ABD yetkili makamlarına ilettik. Bu geçici tutuklama talebimizin içinde Fetullah Gülen'in bu darbe teşebbüsünü sevk ve idare ettiğine ve darbe teşebbüsünde bulunanların bunu Fetullah Gülen'in talimatlarıyla yaptığına dair yeterinden fazla delil ekledik.
Geçici tutuklama talebine ilişkin dosyada sunduğumuz deliller, bize göre ABD'ye bugüne kadar başka ülkeler, Türkiye'nin de sunduğu bütün dosyalardan daha güçlü delillerdir."
- "SAYIN BAKAN, LEHTE VEYA ALEYHTE BİR ŞEY SARF ETMEDİ"
Bozdağ, dünkü görüşmede iadeyle ilgili herhangi bir zaman diliminin gündeme gelmediğini kaydetti.
Bozdağ, "İade sürecine ilişkin aramızdaki anlaşmanın bazı maddeleri üzerinde karşılıklı görüş alışverişi oldu. Bunun ayrıca yargısal süreç gerektirdiği ortada. Ona dair de karşılıklı değerlendirmelerimiz oldu. Sayın Bakan tabii iadenin lehinde veya aleyhinde bir şey sarf etmedi ama bu süreci samimi olarak işletmek istediklerini ifade ettiler." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, terörist Gülen'in iadesi talebini iletirken hukukun ve yargısal sürecin bir tarafa bırakılmasını istemediklerini vurgulayan Bozdağ, "Bizim iade talebimiz de geçici tutuklama talebimiz de aramızdaki anlaşmaya uygun olarak hazırlanmış ve gönderilmiştir. Buradaki sürecin hızlandırılması ve zamana yayılmaması bizim için önemlidir." ifadelerini kullandı.
İade sürecinin hem idari hem de yargısal yanı bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Şu anda bizim yürüttüğümüz idare yanı. İade yargılamasıyla ceza yargılaması birbirinden ayrıdır. İade yargılaması sadece iadesi istenilen kişinin iade şartlarını taşıyıp taşımadığıyla ilgilidir. Basında yer alan sanki bir ceza yargılaması yapılıyormuş gibi bir algı var. Halbuki ceza yargılaması iadenin gerçekleşmesi halinde Türkiye'de yapılacak. Hem iadeyle ilgili dosyalar hem de darbe girişimiyle ilgili geçici tutuklama talebine ilişkin dosyaların yeterli olduğuna inanıyoruz.
Biz delillerin standartlarının ABD standartlarına da uygun olduğunu düşünüyoruz. Bunun takdirini yapacak ABD makamlarıdır."
- "TÜRKİYE'DE AMERİKAN KARŞITLIĞINDA ARTIŞ VAR"
Bakan Bekir Bozdağ, Fetullah Gülen'in iade edilmemesinin ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceği sorusunun yöneltilmesi üzerine şöyle konuştu:
"Fetullah Gülen'in, Türkiye'ye iadesi halinde Türkiye'de adil yargılanacağı konusunda kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye, demokratik hukuk devletidir, yargılamalar aleni yapılır ve Türkiye taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve anayasamız gereği, adil yargılanma hakkı temel bir haktır ve biz iade sürecinden sonra adil yargılanma hakkına riayet ederek bunu yargılayacağız. Şimdiden iade süreci devam ederken iade edilmeyecek gibi bir algı üzerinden konuşmak istemem.
Tabii sürecin uzaması, bir olumsuzluğun ortaya çıkması, Türkiye-Amerika ilişkilerine hiç kuşkunuz olmasın çok büyük darbe vuracaktır. Türk halkı 241 vatandaşını öldürten, 2 bin 194 vatandaşının yaralanmasına yol açan talimatları veren birinin, Cumhurbaşkanı'na, Meclis'e ve pek çok yere F-16 uçaklarıyla, helikopterlerle saldırıda bulunan bir teröristin, ABD'de bütün bu gerçekliğe rağmen özgürce yaşamasını anlamakta, kabul etmekte zorlanmaktadır. ABD'den Türk halkının bu bakışını anlamasını bekliyoruz çünkü Türkiye'de halkta çok ciddi bir ABD karşıtlığında artış var. Böylesine büyük suçların failine karşı yaptırım uygulanmaması ihtimali elbette bu karşıtlığı daha da artıracaktır."
Bir soru üzerine kamudan FETÖ üyelerinin ayıklanmasının kanunlar çerçevesinde yapıldığını vurgulayan Bozdağ, "Devlet, devlete sadakatinde şüphe duyduğu ya da terör örgütü üyesi olan, terör örgütleriyle irtibatlı olan birini çalıştırmama hakkına sahiptir. ABD'de herhangi bir terör örgütü üyesinin veya bir DEAŞ üyesinin yargıda, orduda veya kamunun herhangi bir yerinde çalıştırılmasına ABD halkı ve yönetimi izin verir mi? Vermez. Türkiye de vermemektedir." diye konuştu.
Bozdağ, terör örgütlerine mensup kişilerin devletin içine yerleşmemesinin temel hedefleri olduğunu hatırlatarak, ayıklanmanın ne kadarının bittiğini söylemenin güç olduğunu ifade etti.
- "BİR OLUMSUZLUK OLDUĞU ZAMAN SONUÇLARINI BERABER GÖRECEĞİZ"
ABD'nin sürecin sonunda terörist Gülen'i Türkiye'ye iade etmezse ne olacağına yönelik soruyu ise Bozdağ, "İade sürecinin olumsuz sonuçlandığını kabul ederek bir değerlendirme yapmayı doğru görmüyorum. Biz Türkiye olarak ABD'nin dost ve müttefiki Türkiye'nin lehine adımlar atacağına inancımızı koruyoruz ve korumaya da devam ediyoruz. Bir olumsuzluk olduğu zaman zaten bunun sonuçlarını hep beraber göreceğiz." şeklinde yanıtladı.
Bozdağ, Türkiye'ye insan hakları ihlalleri ve ifade hürriyeti konusunda yöneltilen eleştirilerin haksızlığına dikkati çekti.
Türkiye'nin insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerin tamamına taraf olduğunu anımsatan Bozdağ, "Türkiye, Avrupa İnsan Haklarını Mahkemesinin yargı yetkisini kabul etmiştir. Ayrıca, ülke içerisinde Anayasa Mahkemesine insan haklarına ilişkin hak ihlalleri olduğunda bireysel başvuru yolunu açmıştır. Anayasa'nın 90'ıncı maddesinde bir değişiklik yapıldı. İnsan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerle Türkiye'nin iç hukukunun çatışması halinde insan haklarına ilişkin sözleşmelere öncelik verileceğini anayasa kuralı haline getirdik. Türkiye, bu konuda uluslararası her türlü denetime açıktır." değerlendirmesinde bulundu.
- TÜRKİYE'NİN TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELESİ
Bozdağ, FETÖ ve diğer terör örgütleri ile Türkiye düşmanlarının, Türkiye'yi eli kanlı terör örgütü DEAŞ'a yardım eder gibi göstermek için iftira yaydıklarına dikkati çekerek, Türkiye'nin sadece bir terör örgütüyle mücadele etmediğini kaydetti.
Bozdağ, "Türkiye, bir yandan DEAŞ terör örgütüyle, bir yandan PKK terör örgütüyle, PKK'nın Suriye uzantısı YPG terör örgütüyle, bir yandan ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine saldıran DHKP-C terör örgütüyle, MLKP, TAK, TİKKO terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele eden bir ülkedir." dedi.
- CEZAEVLERİNDEKİ İŞKENCE İDDİASI
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ üyeliğinden tutuklananlara hapishanelerde işkence yapıldığı iddialarının hatırlatılması üzerine ise şunları kaydetti:
"Türkiye, işkence ve kötü muamele konusunda sıfır tolerans gösterir. İşkence ve kötü muamele suçlarından zaman aşımını kaldırdık. Bugün böyle bir suça karışan biri olursa sadece bu dönem değil, 10 yıl sonra, 20 yıl sonra yargıya hesap vermenin kapısını açtık. Şu anda Türkiye cezaevlerindeki işkence ve kötü muamele iddialarını incelemek üzere bakanlık olarak bir birim oluşturduk. Bu birim her iddiayı ve haberi inceliyor, aynı gün mümkün olursa hemen, mümkün olmazsa bir gün sonra veya iki gün sonra o konunun aslı neyse kamuoyuna açıklıyoruz. Aslı yoksa aslı olmadığını açıklıyoruz. Eğer bir şüphe varsa onunla ilgili derhal adli ve idari soruşturma başlatıyoruz.
Biz Türkiye'deki cezaevlerinde işkence ve kötü muamele olmadığını her defasında ifade ediyoruz."