Paralel kumpas: 7 Şubat
Bugün 7 Şubat... Kamuoyunda MİT krizi olarak bilinen ve paralel yapılanmanın ihanet adımlarının başlangıcının üçüncü yıldönümü... Şimdi o sürecin öncesinde ve sonrasında neler yaşandığını hatırlayalım
A HABER - Paralel yapının bugünlerde ortaya çıkan ihanet adımlarının belki de başlangıcıydı 7 Şubat 2012'de yaşanan kriz. Kamuoyunda MİT krizi olarak bilinen olaya giden süreç aslında 7 Şubat'tan çok önce başlamıştı.
30 yıldır süren terörü bitirmek ve akan kanı durdurmak üzere birbiri ardında adımlar atılmış ve MİT aracılığıyla İmralı ile doğrudan görüşmeler başlamıştı. Dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görevlendirdiği MİT ekibi görüşmelerde ciddi bir aşamaya gelmiş ve artık kamuoyuna açıklanma vakti yaklaşmıştı.
Tam bu dönemde, yani 2011 yılı sonbaharında dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dizi konsültasyon yaptırmış ve sır gibi saklanan ameliyat için gün almıştı.. Erdoğan, hastaneye yatarken durumu fırsat bilen 'paralel yapı' harekete geçti. İlk etapta stratejik hedef olarak görülen MİT Müsteşarı Hakan Fidan için hazırlanan plan yürürlüğe kondu.
Erdoğan'ın sağlık durumu üzerinden spekülasyon yaratan çevreler dikkatleri bir başka noktaya çekerken, MİT'ten bir ekip de Ankara'da iki kritik noktada ofis araması yapıyordu. Emniyet birimlerinin "temiz raporu" verdiği dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Subayevlerindeki ikametgâhında 28 Aralık, resmi konutta da 30 Aralık 2011'de MİT görevlileri arama yaptı. Prizlere yerleştirilmiş "böcek" diye tabir edilen ve en az 100 metre yakınlardaki bir noktaya sinyal gönderen iki ayrı dinleme cihazı bulundu.
Aynı dönemde polis, 20 Aralık 2011 sabahı KCK Basın Komitesi'ne yönelik operasyon kapsamında bir ajans bürosuna baskın düzenledi. Basılacak yerler listesinde olmayan mekanda gözaltına alınanlardan biri de MİT'in irtibat elemanıydı.
Baskını öğrenen MİT görevlileri, 7 Şubat kriziyle adını duyuracak olan özel yetkili savcı Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya ile o gün tanıştı. Soruşturma savcılarına, MİT'in özel çalışması anlatıldı. Konunun deşifre olması halinde pek çok MİT elemanının hayatının tehlikeye gireceği ifade edildi. Savcılar "canınız bize emanet" dedi. Ancak MİT görevlileri gittikten sonraki gün teknik takip kararı aldırıldı. Savcıların özel seçtiği polis ekibi, terör gruplarını takip etmek yerine, bu gruplara sızan MİT mensuplarını izlemeye özel öncelik verdi.
Paralel yapı, gözaltına alınan MİT mensubu M.Ö.'yü konuşturmak için akıl almaz bir yöntem kullandı.
MİT'in, PKK-KCK yapılanması çalışması hakkında detay almaya çalışan polisler, kendi ayarladıkları avukatı MİT'ten gelen avukat gibi tanıtıp M.Ö.'den iki yıl büyük bir emek harcanan KCK yapılanmasına yönelik çalışmayı aldılar. M.Ö. savcılıktan serbest bırakılırken onun çizdiği şema "paralel" ellere de geçti. Böylece, 7 Şubat 2012'nin altyapısı da kuruldu!
7 Şubat 2012'de saat 17'de MİT Müsteşarına İstanbul'dan sürpriz bir telefon geldi. MİT Müsteşarının özel hattını arayan özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya ,"İfade vermek üzere makamıma bekliyorum" dedi.. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a odaklanan operasyon dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müdahalesiyle engellendi..
MİT krizi sonrası paralel yapının faaliyetleri bir bir açığa çıkarılmaya başlandı. Etkin bir mücadele için gerekli adımlar atıldı.
30 yıldır süren terörü bitirmek ve akan kanı durdurmak üzere birbiri ardında adımlar atılmış ve MİT aracılığıyla İmralı ile doğrudan görüşmeler başlamıştı. Dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görevlendirdiği MİT ekibi görüşmelerde ciddi bir aşamaya gelmiş ve artık kamuoyuna açıklanma vakti yaklaşmıştı.
Tam bu dönemde, yani 2011 yılı sonbaharında dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dizi konsültasyon yaptırmış ve sır gibi saklanan ameliyat için gün almıştı.. Erdoğan, hastaneye yatarken durumu fırsat bilen 'paralel yapı' harekete geçti. İlk etapta stratejik hedef olarak görülen MİT Müsteşarı Hakan Fidan için hazırlanan plan yürürlüğe kondu.
VİDEO İÇİN TIKLAYIN
Erdoğan'ın sağlık durumu üzerinden spekülasyon yaratan çevreler dikkatleri bir başka noktaya çekerken, MİT'ten bir ekip de Ankara'da iki kritik noktada ofis araması yapıyordu. Emniyet birimlerinin "temiz raporu" verdiği dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Subayevlerindeki ikametgâhında 28 Aralık, resmi konutta da 30 Aralık 2011'de MİT görevlileri arama yaptı. Prizlere yerleştirilmiş "böcek" diye tabir edilen ve en az 100 metre yakınlardaki bir noktaya sinyal gönderen iki ayrı dinleme cihazı bulundu.
Aynı dönemde polis, 20 Aralık 2011 sabahı KCK Basın Komitesi'ne yönelik operasyon kapsamında bir ajans bürosuna baskın düzenledi. Basılacak yerler listesinde olmayan mekanda gözaltına alınanlardan biri de MİT'in irtibat elemanıydı.
Baskını öğrenen MİT görevlileri, 7 Şubat kriziyle adını duyuracak olan özel yetkili savcı Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya ile o gün tanıştı. Soruşturma savcılarına, MİT'in özel çalışması anlatıldı. Konunun deşifre olması halinde pek çok MİT elemanının hayatının tehlikeye gireceği ifade edildi. Savcılar "canınız bize emanet" dedi. Ancak MİT görevlileri gittikten sonraki gün teknik takip kararı aldırıldı. Savcıların özel seçtiği polis ekibi, terör gruplarını takip etmek yerine, bu gruplara sızan MİT mensuplarını izlemeye özel öncelik verdi.
Paralel yapı, gözaltına alınan MİT mensubu M.Ö.'yü konuşturmak için akıl almaz bir yöntem kullandı.
MİT'in, PKK-KCK yapılanması çalışması hakkında detay almaya çalışan polisler, kendi ayarladıkları avukatı MİT'ten gelen avukat gibi tanıtıp M.Ö.'den iki yıl büyük bir emek harcanan KCK yapılanmasına yönelik çalışmayı aldılar. M.Ö. savcılıktan serbest bırakılırken onun çizdiği şema "paralel" ellere de geçti. Böylece, 7 Şubat 2012'nin altyapısı da kuruldu!
7 Şubat 2012'de saat 17'de MİT Müsteşarına İstanbul'dan sürpriz bir telefon geldi. MİT Müsteşarının özel hattını arayan özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya ,"İfade vermek üzere makamıma bekliyorum" dedi.. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a odaklanan operasyon dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müdahalesiyle engellendi..
MİT krizi sonrası paralel yapının faaliyetleri bir bir açığa çıkarılmaya başlandı. Etkin bir mücadele için gerekli adımlar atıldı.